DİJİTAL BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİYLE ANAOKULUNDAN LİSE VE ÖTESİNE MECBURİ BARIŞ EĞİTİMİ İLE İLGİLİ ÖĞRENCİ VELİ DERNEĞİ OLARAK VELİLERİN YAŞADIKLARI SORUNLAR VE TALEPLER

Giriş

41.TÜYAP Uluslararası Kitap Fuarı’nda, Işık Binyılı Multi-Medya, Sosyal Destek ve Geliştirme Derneği (IşıkBinyılı.Org), 7 Kasım 2024 tarihinde, TÜYAP Beylikdüzü Yerleşkesi, Marmara Salonunda, “Dijital Bilişim Teknolojileriyle Anaokulundan Lise ve Ötesine Mecburi Barış Eğitimi temasında “The Light Millennium Global (LMGlobal.Org)” ile işbirliğiyle ve Atatürkçü Dünya Düşünce Platformu’nun da (ADDP) içerik katkısıyla bir panel sundu.

Cengiz Öksüz, YKKED; Tezcan Ersayan, CyberAge; Ömer Yılmaz, Öğrenci Veli Derneği, #BilişimTeknolojileriyle #MecburiBarısEğitimi #TÜYAP #KitapFuarı #ışikbinyılı.org 07-11-2024Dijital çağın getirdiği fırsatlarla birlikte, şiddet, nefret söylemi ve siber zorbalık gibi olumsuz etkiler de artış göstermektedir. Bu bağlamda, mecburi barış eğitimi, gelecek nesillerin daha huzurlu bir dünyada yaşamaları için büyük önem taşımaktadır. 7 Kasım 2024 tarihinde düzenlenen panelde, dijital teknolojilerin barış eğitimine nasıl entegre edilebileceği ve bu konuda yapılması gerekenler tartışılmıştır.

Panelin genel tema ve amacı kapsamında, #MecburiBarışEğitimi’ne gidilecek başlıca kanalların resmi eğitim politikaları, insana yatırım ve tabii bunu yaşamın her kesitinde ve birebir tüm potansiyel ve riskleriyle uygulayan, yaşayan ve karşılaşacak olanlar öğrenciler, veliler ve öğretmenlerdir. Bu nedenle, Darüşşafaka ile Köy Enstitüleri modelleri ve Dijital Bilişim Teknolojileriyle Barış Eğitimi’ne ilişkin sunumu takiben; içerik olarak diğer bir kritik halka da öğrenci-veli-öğretmen üçgenidir. Bu noktada, sözü Öğrenci Veli Derneği Genel Başkanı Ömer Yılmaz‘a bırakıyoruz: (B.Ü. IşıkBinyılı.Org)
Panel-AKIŞ

* * *

Öğrenci Veli Derneği Genel Başkanı Ömer Yılmaz’in konuşma metni:

DİJİTAL BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİYLE ANAOKULUNDAN LİSE VE ÖTESİNE MECBURİ BARIŞ EĞİTİMİ İLE İLGİLİ ÖĞRENCİ VELİ DERNEĞİ OLARAK VELİLERİN YAŞADIKLARI SORUNLAR VE TALEPLER

Teknolojinin insan hayatına getirdiği sayısız faydaları bulunmaktadır. Özellikle önümüzdeki dönemde dijitalleşen dünyanın bir parçası olmak ve o dünyada kendini var edebilmek için mutlaka teknoloji ile birlikte yenilikçi eğitim metodları eğitimin bir parçası olma zorunluluğu doğurmaktadır. Ancak çocuklarımızın ve gençlerimizin teknoloji kullanımı üzerinde kontrolünün kaybolması ve teknolojiyi ölçüsüz, amaçsız ve sınırsız kullanması çok ciddi zararlara sebep olabilmektedir. Teknoloji bağımlılığı, her yaşta görülebilecek bir bağımlılık türü olmakla birlikte çocuklarımız ve ergenlerimiz en önemli risk gruplarından birisidir. Bağımlılığı meydana getiren ise bilgisayar, internet ve sanal dünyanın karşı konulmaz çekiciliğidir. İşte bunlara ek olarak sanal kumar oyunlarını da ekleyebiliriz. Gerçek dünyadan uzaklaşan çocuklarımız ve gençlerimiz, sanal dünyadaki gerçek olmayan faaliyetler ve ilişkiler içerisine girerek toplumdan da soyutlanmaktadır. Genel anlamda, toplumun, teknolojik bir olgu olarak bilgisayar ve internete olumlu bakıyor olması, bağımlılık sorununun ve tehlikesinin göz ardı edilmesine neden olmaktadır. 

Şu an için ailelerin en önemli sorunlarından biri artık çocuklarımızdaki ekran […] bağımlılıkları ile nasıl mücadele edecekleridir.

Biz öğrenci velileri olarak özellikle pandemi sürecinde teknolojinin hayatımıza etkisini bu dönemde çok etkili bir şekilde hissederek yaşadık. Pandemi öncesinde çocuklarımızı ekrandan uzak tutmak ve bağımlı olmamaları için birçok metod ve yöntem denerken ekran hepimizin hayatının bir parçası oluvermişti. Çocuklarımız gün boyunca ekrana bağlı olarak derslere katılmak zorunda bırakılarak ekran bağımlılıklarını hiç istemediğimiz kadar bağımlılıklarını artırmış olduk. Şu an için ailelerin en önemli sorunlarından biri artık çocuklarımızdaki ekran (telefon, bigisayar, tablet, televizyon vb.) bağımlılıkları ile nasıl mücadele edecekleridir.

Özellikle son dönemde birçok maddeye (alkol, bahis oyunları, uyuşturucu vs.) bağımlılık durumları gençlerde hatta çocuk yaşta dahi görülmeye başladı. Genellikle bağımlılık denilince akla sigara, alkol, uyuşturucu gibi kimyasal maddeler gelmektedir bunların yanı sıra davranış esaslı bağımlılıklar da söz konusudur. Davranışsal (eylemsel) bağımlılıklar; yeme bağımlılığı, alışveriş bağımlılığı, oyun bağımlılığı, bilgisayar bağımlılığı ve internet bağımlılığı vb. bağımlılıkları kapsadığı şeklinde ifade ediliyor.

Çocuklarımız okullarda aç ve susuz bir şekilde günlerini geçiriyorlar.

Oysa dijitalleşen dünyanın eğitimdeki yansımasını görmek çocuklarımızın bu konuda bilgi sahibi olmasını sağlamak, hayata hazır olmalarını sağlamak eğitimin en önemli hedeflerinden biri olmalıdır. Ama gelin görün ki bu gün eğitimimizde yaşanan sorunlar tüm bunların dışında şekillenmesidir. Özellikle eğitimin piyasalaştırıldığı ve gericileştirildiği birçok uygulama ile karşı karşıya kaldığını görüyoruz. Ayrıca ülkenin ekonomik koşullarını göz önüne aldığımızda yoksullaşan ailelerin eğitim alanında yaşadığı komplikasyonlarıda görebiliriz. Çocuklarımız okullarda aç ve susuz bir şekilde günlerini geçiriyorlar. İşte barışın ve eşitliğin en can alıcı noktası çocuklarımıza eşit olanaklar yaratarak nitelikli eğitim vermenin koşulları yaratılmalı ki çocuklarımız barış ve eşitliği erken yaşlarda içselleştirsinler.

Diğer taraftan sanal dünyanın tüm toplum kesimleri başta olmak üzere özellikle kumar (bahis) oyunları birçok ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde de 11 -20 yaş arası gençlerde yaygınlaşmış durumda artık. Bunun getirdiği sorunlar sadece Türkiye’de değil, dünyanın birçok yerde gençleri bağımlı yapmasının yanında, stres ve anksiyete bozukluğu, finansal sorunlar, bağımlılık, okulda başarısız olmak, aile sorunları gibi birçok soruna da sebep oluyor. Ve genelde internette her yer de karşılarına çıkan kumar reklamları ile bu tuzağa düştükleri belirtiliyor.

 

Gençler arasında sanal kumar bağımlığı gittikçe yaygınlaşıp bağımlılığa dönüşüyor.

Bozuk düzenin çarkları arasında sıkışıp kalan gençlerimiz bu liyakatsiz sistemin onları geleceksizleştirdiklerini de biliyorlar. Başarmanın emek ve çalışmaya dayalı olduğu gerçeğinden uzaklaşıp ellerini, kollarını yormadan, emeğini ve alın terini akıtmadan sanal bahis başta olmak üzere birçok oyunun parçası oluyorlar. Dış dünya ile bağlantısını kesip, yaşama dair mücadele İradesini de elinden alıp onu yalnızlaştıran bu ve benzeri sanal uygulamalar (bazen biz veliler bile bunun kontrolünü sağlayamıyoruz) bunu dayatıyor. Yoksulluğun derinleşmesi de bunu etkileyen en önemli faktörlerden biri diyebiliriz. Okuyarak geleceklerine dair bir kurguları olmadıkları için kısa yoldan para kazanmanın arzusuyla sanal bahis ve benzeri oyun oynamak daha cazip hale geliyor.

Çocuklarımızın ve gençlerimizin yaşadıkları önemli sorunlar ise; ciddi bir şekilde gerçek hayattan kopmaya neden oluşturuyor. Özellikle gençler arasında sanal kumar bağımlığı gittikçe yaygınlaşıp bağımlılığa dönüşüyor. 

Güvensiz bilişim olanakları çocukları taciz ve istismara açık hale getiriyor.

Zaman yönetimi, güne odaklanma gibi temel ve basit şeyleri yerine getirmekte zorluklar yaşıyorlar. Gerçeklik algılarını yok etmeye yol açıyor. Güvensiz bilişim olanakları çocukları taciz ve istismara açık hale getiriyor. İşte bunlardan biride sanal kumar siteleri. Ayrıca çocuklarımızda ve gençlerimizde oyunun karakteristiği gereği şiddetin sürekli oyunun bir parçası olma hali ve sonucu gerçeklik algıları zarara uğrayarak ölümü bile oyun olarak görmeye başlayabiliyor olmaları. Sanal ortamda sosyalleşen gençler gerçek hayatta yaşları gereği olması gereken temaslı ve yüz yüze sosyalleşmesi yaşamadıkları için anti sosyal ve bireyci bireyler olarak yetişiyorlar. Karşı cins ilişkileri maruz kaldıkları pornografik serbestlik yüzünden hayallere dayalı ve kirli şekilde gelişiyor ki bu durum onlarda sapkınlıklar oluşturabiliyor. Çevrelerindeki kişi ve nesnelerle gerçekçi, sürekli ve tutarlı ilişkiler kurulamıyorlar. Günlük engellerden ve sorunlardan kurtulmak için gerçek dışı dünya, yapay bir huzur arayışında oluyorlar. Aileye, eve, çevreye, işe uyum sağlamak için çaba göstermiyorlar ya da gösterdikleri çabalar yetersiz kalıyor. Karşılaştıkları sorunlar çözümsüz kalıyor ya da bütün sorunları çözmek için boş yere çaba harcıyorlar.

Tüm bunları alt alta topladığımız da kaygı, karşıt gelme davranış bozukluğu, sınır problemleri, dürtüsellik, öğrenmeye isteksizlik, bağımlı olma ve bireysel çalışamama, olumsuz benlik algısı, agresyon, sosyal beceride zorlanma, kendini ifade etmede zorluk çekmekteler gibi birçok sorunla karşı karşıya kalıyorlar. 

Ayrıca not olarak şunu da ifade etmek isteriz ki; PISA 2022 sonuçlarına göre Türkiye’deki 15 yaşındaki çocukların okul ortamında karşılaştıkları tehlikelere ilişkin öğrencilerin %25’i son dört hafta içinde okullarında çetelerle karşılaştıklarını, %26’sı ise okulda silah veya bıçak taşıyan öğrencilere şahit olduklarını bildirmiştir. Bu oranlar, her dört öğrenciden birinin bu ve benzeri olaylara maruz kaldığını gösteriyor. Ayrıca, öğrencilerin %28’i bir öğrencinin diğerini yaralamakla tehdit ettiğini belirtmiş.

Öğrenci Veli Derneği olarak önerilerimiz şunlardır;

Teknolojik araçlar ödül veya ceza aracı olarak kullanılmamalıdır. Çünkü bu gibi davranışlar, teknolojik araçları çocukların gözünde daha önemli bir yere getirebilir.  

Ebeveynler, etkinlik ve hobiler edinmesi için çocuklara yardımcı olmalıdır. Onları sürekli telefona veya bilgisayara maruz bırakmamalıdır. Böylelikle teknolojik araçlara ayrılan uzun zamanın önüne de geçilebilir.  

Çocukları sosyalleşeceği alanları yaratıp oralarda sanatın, sporun (doğa sporları) her türü ile tanışmasını bizzat sanatla buluşmasını sağlamaktan geçer. Özellikle Çocuklar sporlara yönlendirilmelidir. Her çocuk bir spor ile ilgili olmalıdır. Ve bu zorunlu olmalıdır. Spor bir disiplindir – kültürdür. Çocukları bu vb. faaliyetler ile zararlı hususlardan geride tutma şansımız olabilir.

Ebeveynler çocuklarına nazaran teknoloji kullanımı bilgisi ve alışkanlıkları bakımından çok daha geri seviyelerde olabilirler ancak ebeveyn çocuklar için uygun olmayan programları/oyunları, çocuklara izletmeme/oynatmama hususunda denetimi elden bırakmamalı, seçici ve kararlı davranmalıdır. Teknolojik araçlarla ilgilenme süresi için evdeki her bireye kısıtlama getirilmelidir. Teknolojinin ailece birlikte geçirilen zamanların ya da oyun saatlerinin yerini almasına izin verilmemelidir.

Sosyal medyada birçok fenomenin youtube kanalında bahis reklamları çıkıyor. Sokaklarda bank, duvar, reklam panoları gibi alanlarda bahis şirketlerinin reklamını birçok yerde insanların gözlerinin içine sokuluyor. Elinde telefon olan çocuklar artık oyun oynamıyorlar, kısa yoldan para kazanmak için kötücül yollara giriyorlar. Bu gün ki iktidarın elinde her türlü yetki ve selayet var. İstediği anda bu oyunların oynanmasını engelleyecek araçlara da sahipler. Asıl buradaki sorumsuzluk hali bu gün ki durumun özetidir. Yetkililer bir an önce gerekli önlemleri alarak harekete geçmelidirler.

_ . _

• İlişkin diğer sunumlar: Dr. Serpil Tunçer  | Tezcan Erşayan

Konuşmacı Özgeçmişleriyle AKIŞ

Panel Özeti: DİJİTAL BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİYLE ANAOKULUNDAN ~ LİSE VE ÖTESİNE MECBURİ BARIŞ EĞİTİMİ

KÖY ENSTİTÜLERİNİN EĞİTİM ANLAYIŞI  

#GeleceğinZirvesi, #GelecekİcinSözleşme, #isikbinyili#kitapfuari, #MecburiBarışEğitimi, #OrtakGeleceğimiz, #TÜYAP, Ömer Yılmaz,

©2024, www.isikbinyili.org | www.lmglobal.org

You may also like...