2005 BM-STK Konferansından İzlenimler: Barış İçin Sesler, Ortaklık ve Yenilenme (Arşiv)
ARŞİV-2005: 58.ci BM-STK Konferansından İzlenimler
BARIŞ İÇİN SESLER, ORTAKLIK VE YENİLENME
IşıkBinyılı.Org ARŞİV’inden (2005-09-13), 58. BM-STK (UN.DPI/NGO) (şimdiki adıyla Birleşmiş Milletler Küresel İletişimler Birimi #UNDGC_CSO) Konferansından İzlenimler…
2000 yılında, Birleşmiş Milletler – Dünya Zirvesinde, Yeni Binyılın Kalkınma Hedefleri çerçevesinde, en başta “yoksulluğun azaltılması ve eğitim oranının arttırılması” için alınan karar ve atılan imzalara rağmen, son beş yılda “savaş ve terör”ün gündeme oturtulması, üç gün süresince, Birleşmiş Milletlerde ameliyat masasına alındı. Bircan ÜNVER, ‘New York – 10 Eylül 2005, Birleşmiş Milletler’e bağlı, Kamu Bilgilendirme ve Sivil Toplum Örgütleri Bölümü’nün (Department of Public Information – Non-Governmental Organizations/DPI-NGO), 58nci kuruluş yıldönümü çerçevesinde ve 7-9 Eylül 2005 tarihleri arasında, son beş yılı gözden geçirip değerlendiren bir konferans düzenlendi.
Sorunlarımız: Barış İçin Sesler, Ortaklık ve Yenilenme (Our Challenge: Voices for Peace, Partnership & Renewal), adlı konferansta, Binyıl Kalkınma Hedefleri’nin, sekiz ana maddesi, aynı zamanda konferansta işlenen belli başlı “sorun”ların tanımı oldu. Yeni Binyılın Kalkınma Hedefleri: 2015 yılına kadar başarılmış olması amaçlananlar…
1) Mutlak yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşayan kişi sayısının yarıya indirilmesi;
2) Dünyada herkesin ilkokulu tamamlaması;
3) Cinsiyet eşitliğinin öne çıkarılması;
4) Beş yaş altındaki çocuk ölümlerinin üçte iki oranında azaltılması;
5) Gebelik ve doğum esnasında anne ölüm oranlarının dörtte üç oranında azaltılması;
6) HIV/AIDS, sırma ve tüberküloz gibi diğer salgın hastalıkların yayılmasının önlenmesi;
7) Doğanın korunması, hava kirliliğinin önlenmesi ve içinde yaşayan canlıların devamının sağlanması;
8) Yardım, ticaret ve borç yükünün azaltılmasıyla ilgili hedefleri içeren bir kalkınma için küresel ortaklığın geliştirilmesi.
Dünya Zirvesi-2000’in son beşyıllık raporuna göre, yıllık 900 milyar dolarlık silaha yapılan harcamaların sadece yoksulun yoksulu ülkeleri değil, gelişmiş batı ülkelerinde de yoksulluğu arttırdı ve derinleştirdi. Hem Birleşmiş Milletler’e üye ülkeler hem de Birleşmiş Milletler’in, 2000 – Dünya Zirve’sinde imzaladıkları Binyıl Kalkınma Hedefleri programı çerçevesinde; ilk beş yıllık dönemde, ne kadar zayıf kalındığı ve ana gündemin değiştirilmiş olunduğu, gerek konferansa katılan uzman konuşmacılar ve gerekse sivil toplum örgütleri tarafından, çarpıcı istatistik rakamlar ve örneklerle açıklandı. (Kaynak: Dünya Zirvesi-2000 Son Beş Yıl’ın raporu)
Aynı zamanda, özellikle Tsunami ve Katrina Felaketleri örnek gösterilerek, Birleşmiş Milletler’e üye zengin ülkelerin katkısıyla, doğal felaketler için küresel ACİL YARDIM FONU oluşturması önerisini ise Jan Egeland, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğine bağlı, İnsan İlişkileri ve Acil Yardım Koordinatörü, yaptı. Acil Yardım Fonunun gerçekleşmesi halinde, yeryüzünün herhangi bir ülkesi ya da köşesinde doğal bir felaket olduğunda, özellikle medyanın ilgisiz kaldığı Afrika gibi ülkelerde; coğrafya, din, ırk, kültür ayrımı yapılmaksızın, o ülkenin ihtiyacı oranında, söz konusu Acil Yardım Fonu’ndan sınırsız yardımın, o ülkeye aktarılması amacını taşıyor. 50 ülkenin 700 milyonu aşkın nüfusunun, açlık nedeniyle ölüm sınırında olması, sadece Afrika’da yılda 20 milyon kişinin açlıkla mücadelesi, okuma-yazma bilmeyenlerin oranında bir azalma yerine artış izlenmesi, mevcut eğitimde de henüz iyileştirmenin sağlanamamış olması, aynı zamanda eğitiminde, zenginler ve yoksullar için olmak üzere, eğitimin de iki ana kategoriye ayrılmış olduğu; kız çocuklarının, erkek çocuklarla eşit eğitim ve yaşama hakları kadar kadına, sosyal hayatta eşit hakların tanınması, yine başta Afrika olmak üzere HIV/AIDS, sıtma ve tüberküloz gibi bulaşıcı hastalıkların tedavisinin bulunmuş olmasına karşın, yoksul ülkelerin o olanaklardan mahrum tutulması; yeryüzünün tüm kaynaklarını bir milyon kişinin yönettiği ve onların da çevresiyle birlikte, toplam beş milyon kişinin’ tüm yeryüzünün kaynakları ile insan gücünü yönettiği ve bunun da çok büyük ve tehlikeli uçurumlar yarattığına dikkat çekildi.
Bu sonucun ise sadece yoksulun güvencesini, geleceğini değil aynı zamanda zenginin de geleceğini tehlikeye attığı, farklı temalar altında konferans süresince, gündeme getirildi ve işlendi. Buna paralel, “ortak güvence; insanın ve yeryüzünün güvencesi” (collective security) ile “Birleşmiş Milletler’in 60 yıl öncesine dayanan, bürokratik mekanizmasının iyileştirilmesi ve reforme edilmesi, aynı zamanda, gençlerin sosyal ve kültürel alanlarda gönüllü ya da sivil toplum kuruluşları ya da ilişkili oldukları eğitim kurumları aracılığıyla nasıl daha aktif, katılımcı ve üretken olmalarının sağlanacağı üzerine öneriler içeren paneller, ‘workshoplar’ ve soru/yanıt bölümleri, konferans süresince işlenen belli başlı temel konulardan oldu.
Dünya Zirvesi-2005 dahil olmak üzere bugüne değin, sivil toplum örgütlerinin Zirve’ye katılma olanağı verilmediği vurgulandı. Bu nedenle, DPI-NGO konferansı, Zirve öncesi öngörüşmelere paralel olarak, anında sivil toplum örgütlerine, öngörüşmeleri yansıtan ve onların da görüşlerinin alınmasına ve seslerinin zirveye yansıtılmasına da olanak verdi.
Bu andan itibaren çok yoğun olarak işbirliği ve destekle çalışarak, 2010 ve 2015’te, Bin Yıllık Kalkınma Hedefleri’nde ilk önemli üç dönemin hedeflerine başarıyla ulaşılmış olsa dahi, devasa ekonomik ve sosyal uçurumlar ve eşitsizlikler oranında, insanlığın gelişmesi, güvencesi kadar yeryüzünün güvencesinde, ancak mini-minnacık bir yol alınmış olunacağı ayrıca belirtildi.
Bir çok dünya liderinin, imzaladıkları anlaşmaları; ülkelerine döndükleri andan itibaren hızlıca ve tümden unuttukları ve verdikleri sözlerle, uygulamaların birbirini tutmadığı ve bunun kronik bir alışkanlık haline geldiği ise ayrıca eleştirildi.
Bu nedenle, tüm ülke liderlerinin yaptıkları anlaşmalara bağımlı ve verdikleri sözleri tutmaları çağrısında bulunuldu.
Bu anlamda, eğer bir ülke başkan ya da başbakanı, attığı imzasıyı unutur ve verdiği sözü tutmazsa, bu noktada ona verdiği sözü ülkesi ve toplumu adına hatırlatmak ve yerine getirmesini sağlamak amacıyla, en önemli görev ve sorumluluğun da, sivil toplum örgütlerine düştüğü belirtildi.
Bununla birlikte, Dünya Zirvesi-2005 esnasında, başta “terör”ün tanımında varılacak ortak bir uzlaşmaya paralel, Binyıl Kalkınma Hedefleri’nde, 2005 ıskalanmış olsa bile, 2010 ve 2015 için öngörülen hedeflere, sivil toplum örgütlerinin üstleneceği roller aracılığıyla, ulaşılması için ümitler yeşertildi. Bu hedeflere ulaşılabilmesi için tüm sivil toplum örgütlerine, bu amaç ve süreçte çok önemli roller düştüğü ve aktif, yerel ve ulusal düzeyde, bu hedeflerin sağlanmasında, anahtar bir işlev taşıyacakları belirtildi.
58. ci UNDPI.NGO (BM-Kamu Bilgi Birimi-STK) Konferansının başkanlığını yürüten Joseph Donnely; 59.ncü Genel Kurul Başkanı Jean Ping; konuşmacılardan Wahu Karaa ve Jan Egeland başta olmak üzere bir çok konuşmacı ve konferansın kapanış konuşmasını yapan Genel Sekreter Koffi Annan; sivil toplum örgütlerinin “insanlığın güvencesi, geleceği kadar yeryüzünün de geleceğinin güvencesi olduğu”nu önemle vurguladı.
Aynı zamanda; yakın bir gelecekte, sivil toplum örgütlerinin, gerek yerel, gerek ulusal gerekse global düzeyde ve sosyal katmanların her alanında, daha etkin bir işlev ve rol üstlenebileceği, konferansın ortak enerjisi ve mesajı olarak yansıtıldı.
DPI-NGO’un 58nci yıldönümü konferansı, bugüne değin Birleşmiş Milletler’de, uluslararası düzeyde, sivil toplum örgütlerinin en yüksek oranda katıldığı bir konferans olduğu bilgisi verildi. Bununla birlikte, Birleşmiş Milletler’in öngörülen reformunun gerçekleştirilmesine paralel, sivil toplum örgütleri ile işbirliklerinin daha etkin ve işlevsel olarak geliştirileceği üzerinde duruldu. Yoksulluğa Karşı Küresel Çağrı (Global Call to Action Against Poverty) organizasyonunun kurucusu Wahu Karaa, konuşmasında, Birleşmiş Milletler’in 60nci Yıldönümü’nü de kutlamakta olduğu Dünya Zirve’sinin, aynı zamanda sivil toplum örgütlerinin, dahil edilmediği ‘son zirve’ olması talebinde bulundu.
* * *
Binyıllık Kalkınma Hedefleri programı çerçevesinde, Dünya Zirve’sinden çıkacak 45 sayfada özetlenen maddeler ile ortak kararların uygulanması ya da ya da uygulanmaması halinde; bunun sonucunun doğrudan bizleri, hepimizi, yarınımızı ve geleceğimizi iyileştirecek ya da doğrudan tehlikeye atacak güç ve rol’dedir.
O nedenle, her birimizin kendi boyutunda, bu konulara karşı daha duyarlı, ilgili ve mümkün olduğu ölçüde de, bu amaçla işbirlikleri oluşturup, olası olumsuzlukların önüne set çekip, artık geçit vermememiz gerekiyor!
Daha sorumlu, birbirimize karşı sevgi, özen, saygı içinde, beş yaşından yüz’e; daha aktif, daha üretken ve daha katılımcı olduğumuz; an’lar kadar yarınlar için ve çocuklarımızın geleceğini de güvenceye aldığımız bir dünyayı, ancak biz, kendimiz ve çocuklarımız için düşleyip gerçekleştirebiliriz. O koşulda, barış kültürünü hızlıca geliştirip yeşerttiğimiz, daha ışıklı ve güzel bir dünyada, hep birlikte üreterek, çoğaltarak, ruhsal, beyinsel ve bedensel olarak, gelişip güçlenip, yaşamak mümkün olacaktır…
Yoksa kimse kendini çok fazla güvencede hissetmesin…
_ . _
Açıklamalar:
1. 2005 yılında, Işikbinyılı.Org alan adı henüz yeni alınmış ve Light Millennium kuruluşunun ikiz kardeşi olarak Türkçe yayına başlatılmıştı. Dernek olarak İstanbul’da resmen kurumlaşması ise 11 Ocak 2010 tarihlidir.
2. “The Light Millennium”, BM’ye STK statüsüyle ilk katılmış olduğu uluslararası konferanstır.
3. Eski adıyla, “United Nations Department of Public Information” adı; “United Nations Department of Global Communications” (Birleşmiş Milletler Küresel İletişimler Birimi’ne değiştirilmiştir.
©Bircan Ünver, ISIKBINYILI.ORG; 10 Eylül 2005, New York.
Yeniden yayın: 3 Eylül 2023 – IşıkBinyılı.örg