"Bir ressam genellikle kendi zamanýnda yaþayanlardan deðil de, kendinden önceki nesillerden etkilenir. Kendi kuþaðýnda olan sanatçýlarla benzer arayýþ içindedir. Bu, son on senede oluþan sanat akýmlarý, beni de etkilemiþ olan daha önceki sanat akýmlarýnýn deðiþik biçimlerde yoðrulmasý ve günümüze uygulanmasýndan ibarettir."
E-Kitap
Avusturya’da tercümanlýk konusunda yükseköðrenimini tamamladýktan sonra, 1979 yýlýnda Kaliforniya’da güzel sanatlar eðitimi gören Suzan Batu, 1993 yýlýnda New York’a yerleþti ve “New York City College-Brooklyn”de, resim üzerine master yaptý.
Bugüne deðin Avusturya ve New York’ta birçok sergiye katýldý, kiþisel sergiler açtý. Batu ile New York-Brooklyn’deki stüdyosunda, resme yaklaþýmý üzerine konuþtuk.
— Kaliforniya’da güzel sanatlar eðitimine baþlamadan, Avusturya’da bir karma sergiye katýldýnýz.. Resimle ilk ne zaman ilgilenmeye baþladýnýz?
— Sanatla ilk karþýlaþmam, evdeki sanat kitaplarýydý. Hemen hepsi Rönesans devri ressamlarýna aitti. Rafael, Botticelli, El Greco, Goya, Rembrandt ve Michelangelo en çok baktýðým kitaplardý. Küçüklüðümde, Goya’nýn resimlerinden korkardým. Rodin’den de çizimler yapardým.
— Genel olarak, bugüne deðin resim grafiðiniz nasýl bir oluþum süreci izledi?
— Çocukluðumda, gördüðümün aynýsýný yapmaya uðraþýrdým ve bundan büyük bir zevk alýrdým. Resimlerimde fýrça izlerini hissettirmek istemezdim. Fotoðraf duygusunu versin isterdim. Daha sonra ekspresyonist bir çizim tekniðine geçtim.
Kaliforniya’daki egitimim sýrasýnda resimlerime ekspresyonist bir yönde devam ediyordum. Fakat, bir ceþit tutkudan olacak, ekspresyonizmin çýlgýn firça darbeleriyle, kendim arasýnda alaka kurmak için zorlandýðýmý hissettim.
— Yalnýz resminizin oluþumunda deðil, tüm dünyada son on yýlda önemli deðiþiklikler oldu. Bu süreç, arayýþlarda yönlendirici oldu mu?
— Bir ressam genellikle kendi zamanýnda yaþayanlardan deðil de, kendinden önceki nesillerden etkilenir. Kendi kuþaðýnda olan sanatçýlarla benzer arayýþ içindedir. Bu, son on senede oluþan sanat akýmlarý, beni de etkilemiþ olan daha önceki sanat akýmlarýnýn deðiþik biçimlerde yoðrulmasý ve günümüze uygulanmasýndan ibarettir. Benim kuþaðýmýn üzerine etki eden ve tepkisini çeken ise; modernizm, minimalist resim, popüler sanat, fotoðraf, televizyon, video, teknoloji ve endüstrileþmenin bir sonucu olarak da “kitsch” vs... çocukluðumuzun parçalarýydý.
— Resimler video-klip oyunlarý dünyasýnýn görüntüleri ile direkt iliþkili. Ayrýca, gotik mimari, fotoðraf görüntüsü duygusu, fýrça izinden kaçýnmak unsurlarý da güçlü. Teknolojik görüntüler dünyasýný resmin diline dönüþtürmek, düþünce ve görsel olarak bu stili seçmekle, bugünkü sanat içerisine katmak istediðiniz ana düþünceleri açýklar mýsýnýz?
Prodüksiyonlar dünyasý...
- Bugün içinde yaþadýðýmýz postmodern dünya, bir röprodüksiyonlar dünyasý oldu. Bildiðimiz tablolarýn çoðunu röprodüksiyon olarak tanýyoruz. Hatta, bazen fotoðraf teknikleriyle abartýlmýþ biçimleriyle. Beklentilerimizden sonra aslýný görmek, çoðu kez bir düþ kýrýklýðý oluyor. Bu ortam içinde fotoðraf olayýndan etkilendim. Bu da çok doðal, çünkü fotoðraflar bir bakýma bizim ikinci gözümüz gibi. Nereye baksan bir fotoðraf var. Buna tepki olarak, insan, ya inadýna neoekspresyonist bir tavýrda tamamen dýþavurumcu olur ya da teknolojiyi bir unsur olarak seçer. Genel olarak, resimlerimde insan eli ya da fýrça izi gözükmez. Dokunun fotoðraf gibi olmasýna özen gösteriyorum. Cünkü, fotoðraf görüntüsünün çok kontrollü, etkisini hýzlý bir patlama olarak deðil de yavaþ yavaþ ileten bir özelliði olduðuna inanýyorum. Direkt veya dolaylý olarak fotoðraftan faydalanmýþ sanatçýlar arasýnda David Salle, Barbara Kruger, Ross Bleckner, Eric Fishl, Anette Lemieux’yü sayabilirim.
Zaman Unsuru
Renklerin birbirine yavaþ ve iz býrakmadan geçiþinin bir diðer etkisi de zaman unsurunun algýlanýþýný deðiþtirmesidir. Bu geçiþler adeta zamanýn yavaþladýðý hissini verir, ya da yavaþ çekimle çekilmiþ bir filmmiþ gibi zaman unsurunun algýlanmasýný yavaþlatýr.
Resimlerimin teknolojiyi anýmsatan dokusunun, hissiz bir makineleþme izlenimi yerine, hislerin daha kontrollü, dolayýsýyla daha yoðun ve etkileyici olmalarýný saðladýðýna inanýyorum. Bu yavaþ geçiþleri aniden býçak gibi kesen hacim atlamalarý da bu etkiyi pekiþtiriyor.
Gotik Mimari
Gotik mimari konusuna gelince... Kullandýðým bazý þekillerin Gotik mimariyi anýmsatmasý, resimlerin temel kavramlarýnda Gotik anlayýþa paralel fikirler olmasýndan kaynaklanýyor. Gotik mimaride insan boyutlarý büyütülerek deðil de, tekrarlanarak o yüksek binalara ve kulelere varýlýr. Yani biçimi deeðiþtirmeden. Resimlerimde de birim ve doku ufak ve nüanslýdýr. Buna karþýlýk, kompozisyonun diðer öðeleri büyük ve modernizmde olduðu gibi kiþiye deðil kitleye yöneliktir.
Teknoloji
Teknolojinin getirdiklerini negatif bir þey olarak görmüyorum. Aksine, teknoloji sayesinde daha organik bir hayat yaþayabileceðimizi düþünüyorum. Teknolojik araþtýrmalar sonucu hangi bitkiyi en iyi nasýl yetiþtirebileceðimizi biliyoruz. Mesela, eski Mýsýrlýlarýn ölüm nedenlerinden en yaygýný diþ apsesiymiþ. Antibiyotik olmasaydý herhalde hâlâ diþ apselerinden ölüyor olacaktýk. Video, televizyon gibi araçlarý da kültürü öldüren unsurlar olarak deðil, kültüre katkýsý olacak olanaklar olarak görüyorum. Resimde bu ögelerin olumsuz olarak göründügünü biliyorum, fakat bu unsurlann resim tarihine girmesi gerektigine inanýyorum.
(New York, Temmuz 1991)
* * * * *
II
Teknolojiye resimsel bir yaklaþým
Suzan Batu, “her þeyin kötüye gitmekte olduðuna dair görüþlere, “her þeyin iyiye gitmekte oldugu” önerisini getirmekte...
“Hayatým boyunca resim yaptým ve her zaman ressam olacaðýmý düþünüyordum” diyen Suzan Batu, uzun yýllar figuratif-gerçekçi resimler yaptý. Resimlerinin konularýný ise gerek günlük yaþamdan gerekse tasarlayarak oluþturdu. Kaliforniya’da 1979 yýlýnda güzel sanatlar eðitimine baþladýðý yýllarda, yaptýðý resimlerin bir olayý, bir hikâyeyi birebir anlatmasýndan yetinmemeye baþladý ve uzun bir araþtýrma, deneme ve kendini geliþtirme süreci yaþadý. Bu süreçte figüratif-dýþavurumcu resimler yoðunluktaydý. Bu dönemi, postmodern bir yaklaþýmla, farklý kültürlerin geleneksel resimlerinden esinlenerek, onlarý bir bütün içerisinde yorumladýðý dönemi izledi.
Bu resimlerin çaðrýþtýrdýðý kültürler ya da esinlenme kaynaklarý da; Çin, Afrika, Ortaçað, Doðu ve Hint sanatlarý...
Neden bu kadar farkh kültürleri bir arada görme isteði duymuþtu, sorusuna yanýtý ise; “O resimleri yaparken, o kültürlerin özellikle bir sanatçýsýndan etkilenerek deðil de, genel olarak o kültürlerin atmosferini oluþturmak, istedim. Direkt olarak, o sanatýn hiçbir öðesini kullanmadan, o kültürlerin çaðrýþýmlarýný oluþturmak, resimlerindeki felsefeleri deðil de, her kültürün özünü görüntüsel olarak almak ve o öz’leri kullanabilimek. Her kültürü bir öz’e indirgeyip, o kültürü belirgin bir þekilde tespit etmek, postmodernizmle gelen, ufku geniþletici, deðiþik unsurlarý içine alan bir düþünceden kaynaklanýyordu.“
Son dönem resimlerinde ise soyut, biçimsel, motifsel dokular, üst üste bindirilmiþ, iç içe geçmiþ, tualin içine giren ya da ýþýna taþan farklý perspektivler, floresanlý-elektrik renkler, hem yoðun olarak boþluk hem de o boþluðun içinde devinim, hareket, enerji ön plana çýkmakta.
Bu dönem resimleri izlek olarak, bir önceki dönemle iliþki halinde. Görüntünün kaynaðý Çin, Japonya, Arabistan, Fransa, Türkiye ya da Irak olabilir. Ancak, ‘o görüntüler bize, günlük yaþamýmýza, en küçük ayrýntýlarýna kadar nasýl ulaþýyor. Televizyon, uydu yayýnlarý, video gibi teknolojik araçlarla, farklý kültür ve dünyalardan gelen eþzamanlý görüntüler, iki boyutlu tuallerde soyutlanarak, birarada o yoðunluðu sezdirebilmek için bir çok farklý perspektifi bir resmin görüntüsünün içine iþlemek...
Ancak, önceki dönemleri gibi direkt esinlenmeler ve göndermeler yer almýyor. Bununla birlikte, teknoloji çaðýnýn etkileri, dili, biçimleri, sembolleri Batu’nun resminin de, en önemli görsel ve anlatým elemanlarý haline geliyor.
Teknoloji dünyasýnýn çeþitli alanlarda getirdiði olanaklar, o olanaklarýn yarattýðý görsel, çarpýcý ve hareketli dünyalar, kendi içinde yeniden bir soyutlamadan geçiriliyor. Geleneksel ve süsleme sanatý ile baðýný da yüzeyde biçim ve hacim olarak hareket eden bir çiçek formunu, resimlerine organik devingenlik katarak sürdürüyor. Sonuçta; izleyiciye televizyon, video, ya da diðer iletiþim araçlarý sayesinde, günlük yaþamý birçok kültür ve dünya ile eþzamanlý hatta çok zamanlý yaþýyor olmamýzýn soyut görüntülerini sunuyor.
Hýzýn, boþluðun, uzayýn ve çok etkileþimli, çok çaðrýþýmlý bir dünyanýn insaný olmanýn yarattýðý görsel dünya zenginliðinin, birçok þeye hýzla ulaþma ya da elde etme olanaklarý ve özgürlüðünün ve buna karþýn da çözülmekte olan geleneksel, kültürel ve sosyal baðlarýn gündeme getirdiði risk!
Suzan Batu’nun resimleri böyle bir riskin varlýðýný önemli bir oranda vurguluyor. Buna karþýn, bütün bu geliþmelere, oluþum ve sonuçlara; hiç de “bütün deðerler” kayboluyor endiþesiyle yaklaþmýyor. Aksine bu riske, boþluða, kaybolma-yokolma hýzýnýn fazlalýðýna raðmen, resimlerinde pozitif bir deðer yaratýyor, bu oluþumlarýn sonuçlarýndan.
Ya teknoloji karþýsýnda, neredeyse gerileyen, ona yetiþemeyen insan ve insan’a ait özelliklerin; teknoloji karþýsýnda tekno-insana dönüþtürülmesi, yok edilmesi ya da Standart bir insan tipine dönük özlemler ve onun getirdiði tehlikeler...
Bu noktada da, bu gibi sorunlarýn yine teknobiyolojik iliþkiler sonucu açýlýp, daha iyi sonuçlara doðru gidilebileceðini vurgulamakta.
Batu, ürettiði görsel dil’de tehlikeleri gözden kaçýrmaksýzýn, düþünsel ve görsel olarak, “her þeyin kötüye gitmekte olduðu”na dair görüþlere, “her þeyin iyiye gitmekte olduðu” ya da bu durumdan “pozitif” bir sonuç da çýkarýlabileceði önerisini getirmekte...
Onbeþ yýldýr yaþamýný, sanat eðitim ve calýþmalarýný Los Angeles ve takiben de New York’ta sürdüren Batu, tüm dünyanýn sanatçýlarýnýn var olmak için koþtuðu bu ülkede, sessizce, kararlý ve emin adýmlarla yoðun bir tempoda çalýþma ve sergileme etkinliklerini sürdürüyor. Dolayýsýyla da özgeçmiþinde yer alan kiþisel ve grup sergilerinin çoðunluðunu, yurtdýþý etkinlikleri oluþturuyor.
Türkiye’den bir fon desteði veya direkt bir katký almaksýzýn Amerika’da kiþisel sergi açabilen çok az sayýdaki sanatçýmýzdan biri, Suzan Batu.
(Bu yazý Massachusets’te, Atrium Sanat Galerisi’ndeki kiþisel sergi için hazýrlandý, New York, Eylül 1991)
*BÖLÜM 2: BALDESSARÝ’DEN AKYAVAÞ’A...*
(c)Bircan ÜNVER, Sanatýn Labirentlerinde... E-Kitap. Iþýk Binyýlý - http://isikbinyili.org
© Aðustos 2008, IþýkBinyýlý
© Ağustos 2008, IşıkBinyılı
Yazarın Diğer Yazıları
Bütün Yazıları »
|
|